Özgür Özel masasındaki son anketleri açıkladı: Keyfimiz yerinde

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, masasındaki anket sonuçlarına göre bugün seçim olsa iktidara geleceklerini söyledi.

Özel, Sözcü TV yayınına katılarak gündemi değerlendirdi.

“Anketlerde keyfimiz yerinde. Bizi 34, AKP’yi 32, 31 ölçen de var; bizi 31’i AK Parti’yi 29 ölçen de var. Bir tane ankette 29 ile 28 de gördüm” diyen Özgür Özel şöyle devam etti: “Tabii bunda kararsızlar da var, bakalım kararsızlar nasıl bir yönelimde olacak. Son yerel seçimde güzel bir karar verdiler. Biz anketlerde birinci parti olmayı sürdürmeyi istiyoruz ama şunu söyleyeyim seçim zamanına gelmeden hiçbir şey belli olmuyor.

Biz kurultayda partiyi yüzde 14-16 bandında aldık, 38’le seçimi sonuçlandırdık. Önemli olan süreçleri iyi yönetmek.”

‘DÜŞMAN DEĞİLİZ’

CHP liderinin açıklamalarından satır başları şöyle:

– Son seçimlerdeki ana muhalefet partisinin genel başkanı ülkenin Cumhurbaşkanıyla bayramlaşmıyor, Anıtkabir’de bile el sıkışmıyor, camide bile göz göze gelmiyor. Ben bu tabloyu şahsen doğru bulmam. ülkeyi yönetmeye talip olan ve son seçimlerde birinci parti olmuş, bugün seçim yapılsa bütün anketlerde birinci parti çıkan bir partiye bu tablo yakışmaz. O yüzden ilk adımı ben attım.

– 22 yıl boyunca Tayyip Beyin partisi birinci partiydi. 22. yılın sonunda biz birinci parti olduk. Bugün seçim olsa biz iktidarız. O yüzden ilk telefonu ben açtım, ilk ziyarete ben gittim.

– Sonra da onlar bize geldi. Ben buna ‘normalleşme’ diyorum. Biz düşman değiliz. Biz bu ülkenin birinci ve ikinci partisiyiz.

– (Kıbrıs’ta Erdoğan’la görüşmesi) Kişileri eleştirebiliriz ama kurumları yıpratmamak lazım. Önce o kısa bir hal hatır sordu. Daha sonra ben de hatırını sordum. Biz Türkiye olarak içimizde her kavgayı yapalım, Kıbrıs meselesinde, Azerbaycan meselesinde bir olmak zorundayız.

‘YUMUŞAK MUHALEFET YAPMAM’

– Erdoğan yumuşama diyordu, ben normalleşme diyordum. Şimdi herkes normalleşme diyor. Erdoğan da normalleşme diyor. Niye; görüler ki bizim muhalefeti yumuşak yapma gibi bir niyetimiz yok. Yapmam ben yumuşak muhalefeti.

– Nerede görülmüş seçimlerden sonra 2 ay içerisinde 6-7 miting yapıldığı. Nerede görülmüş Türkiye’de emekli mitingi 110 bin kişi, emekçi mitingi 125 bin kişi… Nerede görülmüş Rize’de o meydanın çay üreticileri tarafından doldurulduğu. Bunlar yumuşak muhalefet mi oluyor.

‘HERŞEYDE KAVALA DUVARINA TOSLUYORUZ’

– Can Atalay’ın, Osman Kavala’nın içeride tutulması anormal bir şey. Ben iki sefer bu konuyu sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ifade ettim, etmeye de devam ediyorum.

– Tuğrul Türkeş’in çabalarını da görüyorum. Tuğrul bey şunu söylüyor; Kavala Türkiye’de hapis, biz de Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’ndeki (AKPM) bu odada hapisiz diyor. Onların odada hapis olması tabi ki sembolik bir şey. Avrupa Konseyi’nde Türkiye adına Tuğrul Türkes neyi dile getirmek istese bu konu karşısına çıkıyor. Her şeyde Kavala duvarına tosluyoruz.

– Bundan bir sonuç alamazsak bu ülkenin hali harap. Gri listeden çıkmak için gerekli bir kaç maddeyi yerine getirdiler notumuz hemen arttı. Şu Gezi sorununu çözseler bir anda Türkiye için bambaşka bir şey olacak.

‘FEYZİOĞLU’NUN BİZENE GAREZİ VAR BİLMİYORUM’

– Ülkemizde bir protokol var. Protokolde sayın Cumhurbaşkanı var, sayın Meclis Başkanı var, Ana muhalefet partisi var ve daha sonra diğer siyasi partiler var.

– Ben Türkiye’de protokolde üçüncü sıradayım, beni karışılama görevleri arasında ve dünyanın neresine gidilirse gidilsin ana muhalefet lideri büyükelçileri bizi havalimanlarında karşılıyorlar. Gelemeyebilirse elçilikten biri gelir. Hiç kimse yoksa çaycısı gelse başımızın üstünde yeri vardır çünkü Türkiye Cumhuriyetini karşılıyordur.

– Biz Kıbrıs’a gittik ve bu ikinci gidişim, kendi yok (hadi CHP ile bir geçmişin var, belki bir kinin var) sen görev olarak orada bulunmak zorundasın. Kendin gelmezsen birini yolla. O yollanmayan kişiler de çok üzülüyordur ben eminim.

– Şu anda Kıbrıs’taki büyükelçi dışında Kıbrıs’taki hiç kimseye kızgın değilim. Çünkü oradaki o çirkin planlama büyükelçinin sorumluluğunda.

– Bugün açıklama yapmış beyefendi, “Biz sadece bakanları karşılarız. Partileri karşılamayız” diye… )Bakan benden sonra geliyor protokolde. Parti dediği de Ana muhalefet partisi…) Bir de Özgür beyi görmedim, görsem selamlardım diyor. Ekranlarda bütün Türkiye, bütün dünya gördü. Cumhurbaşkanı’nın iki yanındayım ben. Bu beyzade AK Parti masasına gidiyor bizim masamıza gelmiyor.

– Bize ne garezi var bilmiyorum. Bildiğim bu kişi muhalifti, tek adam rejimine karşıydı. Sonra ne olduysa oldu 180 derece döndü. Büyükelçilik verdiler, kendi meslektaşları bunu aforoz ettiler… Bu sanki benim suçummuş gibi Atatürk’ün partisine kafa tutuyor şimdi. Büyükelçi olmasa ben ona diyeceğimi biliyorum da arabasında Türk bayrağı taşıyor…

– Ben değerlendirmeyi Dışişleri Bakanlığı’na bırakıyorum. Ben ona bir kulp takarım onu öyle kullanırlar ama bu doğru değil.

– Bu hazımsızlıktan geliyor. Dönekler çok Ortodoks olur. Söylenecek çok söz var da taşıdığı bayrağa saygıdan söylemiyorum. Biz yaşadığımız rahatsızlığı Dışişleri’ne bildireceğiz. Gereğini yapmak da Dışişleri’ne kalmış.

(HABER MERKEZİ)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir